Makroekonomik veriler nedir, yatırımcılar için neden önemlidir?

Makroekonomik veriler nedir, yatırımcılar için neden önemlidir?

  • 11 Dakikalık okuma
  • 06 Şub 2025

Anahtar Bilgiler 

  • Makroekonomik veriler ya da makroekonomik göstergeler, ekonominin toplam tüketim, üretim, tasarruf, yatırım, gelir ve istihdam gibi büyüklüklerini inceleyen alt dalı makroekonominin ilgi alanına giren verilerdir.  
  • Makroekonomik göstergeler, ülke ya da bölge ekonomilerinin durumuna ilişkin genel bir manzara sunar.  
  • Başlıca makroekonomik göstergeler GSYİH, enflasyon, istihdam, işsizlik, emtia fiyatları, satın alma yöneticileri endeksi (PMI), perakende satış endeksi olarak sıralanabilir.  
  • Makroekonomik veriler, hisse senedi fiyatlarına ve borsalarda işlem yapan yatırımcıların davranışlarına da etki eder.

Selam Paparalı! 

Gazetelerin ekonomi sayfalarına göz atıyorsan ya da ekonomi odaklı yayın haber platformlarını takip ediyorsan bazı göstergelerin ekonomistler, analistler ve kamuoyunun büyük bir bölümü tarafından beklendiğini görmüşsündür. Dönemsel olarak açıklanan ve ülkenin veya bölgenin ekonomik durumuna dair genel bir portre çizen bu veriler, piyasaları ve yatırımcı davranışlarını da etkiler. Ekonomi biliminin toplam tüketim, üretim, tasarruf, yatırım, toplam gelir ve istihdam gibi toplam büyüklüklerini inceleyen alt dalı makroekonominin ilgi alanına giren bu veriler, makroekonomik veriler ya da makroekonomik göstergeler olarak adlandırılır.

Bu yazımızda piyasaların önemsediği ve tepki verdiği makroekonomik verilerin başlıcalarının ne olduklarına ve ne anlama geldiklerine dair bir özet paylaşacağız. Odağımıza büyüme, enflasyon, istihdam, işsizlik, satın alma yöneticileri endeksi, perakende satış endeksi gibi göstergeleri alacağız. 
 

Makroekonomik göstergeler neden önemlidir?

Makroekonomik göstergeler, yatırım araçlarının fiyatlarında oluşabilecek değişimlere dair ipuçları taşır. Ülkenin ya da bölgenin ekonomisine ilişkin genel bir manzara sunan makroekonomik göstergeler, yatırımcı davranışlarını ve duygularını da yönlendirir. Bu göstergeler yatırım kararları alırken tek başına yeterli olmasa da resmin geneline dair önemli içgörüler sağlayabilir.

Duyurulacağı tarihler, ilgili kuruluşlar tarafından yılın başında paylaşılan makroekonomik veriler, hisse piyasalarında işlem yapan yatırımcılara bu verilerin sonuçlarına göre eylem hazırlığı yapabilme olanağı verir. Öte yandan, örneğin bir ülkede enflasyon açıklanmadan önce, çeşitli kuruluşlar bu konuda analistlerin görüşlerini alır. Analistlerin tahminleriyle açıklanan enflasyon arasındaki fark büyüdükçe, piyasalarda dalgalanma olasılığı da artar.

Başlıca makroekonomik göstergeler nelerdir?  

Yukarıda yer verdiğimiz sebepler göz önüne alındığında, ekonominin güncel durumuna ilişkin bilgi veren başlıca makroekonomik veriler yatırımcıların takip etmesi gereken göstergeler arasında öne çıkar.

Büyüme (GSYİH): İngilizcede gross domestic product olarak adlandırılan ve GDP olarak kısaltılan gayrisafi yurt içi hasıla, Türkçede GSYİH olarak da adlandırılır. Bu gösterge, bir ülkede üretilen tüm mal ve hizmetlerin parasal değeridir. Dönemsel olarak karşılaştırıldığında, ekonominin bir önceki dönemde göre büyümesine dair ipuçları verir. Bir ülkenin GSYİH göstergesinde her yıl istikrarlı bir artış görülüyorsa, bu durum ülke ekonomisinin iyiye gittiğine işaret edebilir. GSYİH arttığında şirketler daha fazla çalışan alır, daha fazla üretim yapar ve bu yönüyle GSYİH, diğer göstergeler üzerinde de zincirleme bir etkiye sahiptir. Yine de bazı ekonomistler, GSYİH oranlarının niceliksel genişleme ve aşırı hükümet harcamaları gibi eylemlerle kolayca manipüle edilebildiğini söyler. Öte yandan baz etkisi gibi durumlar, yanıltıcı sonuçlara sebep olabilir. Diğer yandan, GSYİH göstergesinde art arda iki çeyrek görülecek negatif büyüme, ülke ekonomisinin durgunlukla karşı karşıya olduğunun bir sinyali sayılır.

  • Baz etkisi: İki veri arasında değişim oranı hesaplarken baz olarak hangi veriyi aldığın, elde edeceğin oranı etkiler. Örneğin pandemi döneminde birçok ülkede kesintiye uğrayan üretimler, GSYİH göstergesine küçülme olarak yansıdı. Bir sonraki yıl açılmalarla ekonomi normalleşirken, o yılın GSYİH göstergesini bir önceki yılla kıyaslarsan, büyük bir ilerleme olduğunu görürsün. Fakat bu değişim oranı hesaplanırken, koşulların normalden farklı olduğu bir dönem baz alındığı için gerçekçi bir sonuç elde edemeyebilirsin.

Tüketici ve üretici enflasyonu: Enflasyon, bir ülkedeki mal ve hizmetlerin fiyatlarındaki sürekli artıştır. Ekonomik büyüme dönemlerinde enflasyonda bir artış olması muhtemeldir. Enflasyon, farklı ürün ve hizmetlerden oluşan sepetler kullanılarak tüketici ve üretici için ölçülür. Tüketici enflasyonu TÜFE, üretici enflasyonu ise ÜFE olarak kısaltılır. Yüksek bir tüketici enflasyonu oranı, bir ülkedeki satın alma gücünü azaltabilir ve talebi kısıtlayabilir. Üretici maliyetleri arttığında, yani üreticiler için yüksek enflasyondan söz ettiğimiz durumda istihdamda azalma ve tüketici fiyatlarında artış da kaçınılmaz hale gelir. Hükümetler, yükselen enflasyonla mücadele için faiz artırımına gider, bu sayede parayı elde etme maliyeti artar. Bu durumda tüketici talebi azalır ve bu da ülkede üretilen tüm mal ve hizmetlerin parasal değerinde, bir diğer deyişle GSYİH’de azalmaya yol açar. Bunun anlamı, ekonomik gerilemedir.

İstihdam ve işsizlik: Birbiriyle bağlantılı olan istihdam ve işsizlik göstergeleri de ekonominin durumuna ilişkin bilgi verir. Üreticiler, şirket sahipleri ve işverenler, ekonomik gerileme dönemlerine girildiğinde işe alımları durdurur ve hatta ekonomiye dair güvenleri sarsıldığında finansal geleceklerini sağlamlaştırabilmek için toplu işten çıkarmalar yapabilir. Bu durumda istihdam oranları düşerken, işsizlik oranları artacaktır. Bu da ekonomik durumun sağlığında gerileme olduğuna işaret eder. Tam aksi durumda, enflasyon kontrol edilebilir düzeydeyse, GSYİH istikrarlı büyüme sinyali veriyorsa istihdam artar ve işsizlik azalır. İstihdamın artması, harcamaya istekli insan sayısındaki artışı da beraberinde getirir, bu da GSYİH göstergesine olumlu yansır.

Emtia fiyatları: En iyi makroekonomik göstergeler olarak kabul edilen emtia fiyatları, odun, demir, petrol gibi hammaddelerin fiyatlarıdır. Bu kaynaklar genellikle altyapı oluşturmak için kullanılır. Emtialara olan talep yükseldiğinde örneğin inşaat ve altyapı projelerinin arttığı anlaşılabilir. Bir diğer deyişle altyapı yatırımlarına yönelim olumlu seyretmektedir. Talep azaldığında ise bu durum ekonominin daraldığına işaret sayılabilir. Diğer yandan altın gibi küresel kriz dönemlerinde “güvenli liman” olarak adlandırılan emtia fiyatlarındaki artış, ekonomide istikrarın aksadığına dair bir sinyal olarak yorumlanabilir. Altın fiyatı düşerse yatırımcıların risk iştahının arttığı, birikimlerini daha yüksek riskli varlıklara kaydırmaya gönüllü yatırımcı sayısında çoğalma olduğu yorumu yapılabilir.

Satın alma yöneticileri endeksi: Öncü göstergeler arasında sayılan ve yeni bir ekonomik döngünün ilk aşamasını temsil ettiği düşünülen göstergelerden biri olan satın alma yöneticileri endeksi, PMI olarak kısaltılır. Pazar payı yüksek, büyük şirketlerin satın alma yöneticileri arasında yapılan anketlerden elde edilen bir ekonomik gösterge olan PMI, imalat, inşaat ve hizmet sektörlerindeki profesyonellerin ekonomik manzaraya ilişkin görüşlerini yansıtır. PMI verisinde eşik değer 50 olarak kabul edilir. 50 üzerinde ölçülen gösterge olumlu bir ekonomik atmosfer olduğunu söylerken, 50’nin altındaki değerler küçülmeyi işaret eder. Bu endeks bir çeyrekten daha fazla bir sürede 42 puanın altında ölçülüyorsa, resesyon endişeleri ortaya çıkar.

Perakende satış endeksi: Perakende satış endeksi, ekonomik faaliyetlerin büyük bir bölümünü oluşturan tüketimin ölçütü kabul edilir. Tüketiciler satın alma kararlarını ekonomik koşullara ve finansal durumlarının geleceğine göre karar verir. Eğer bu konuda olumlu bir görüşleri varsa ürün satın almaya daha isteklidir. Tüketiciler satın almayı sürdürdükçe üretim artacak ve bu da GSYİH göstergesinde artışı beraberinde getirecektir. Öte yandan tüketicilerin olumlu bakış açısıyla yaptıkları harcamalar, hisse senedi fiyatlarında da artışla sonuçlanır. Ekonomik gelecek belirsizleşmeye başladıkça harcamalar azalmaya, durgunluk dönemine girilmeye başlanacaktır.

Makroekonomik veriler nasıl okunmalı?

Paparalı, gördüğün gibi temel makroekonomik göstergelerin her biri arz-talep mekanizmasıyla şekillenir ve ekonomik duruma ilişkin özet bir bilgi sunar. Makroekonomik verileri takip etmen, hisse senedi alıp sattığın ülke borsalarında nasıl davranman gerektiğine dair içgörü edinmeni sağlar. Örneğin işsizlik oranlarındaki artış bir daralmaya işaret ediyorsa, alım satımlarını yavaşlatman ve piyasanın nabzını yoklamaya devam etmen daha iyi olacaktır. Tüm bu veriler piyasalarda işlem gören şirketlerin hisse senedi fiyatlarına ve bu borsalarda işlem yapan yatırımcıların davranışlarına da yansır. İstikrara yönelik endişe duyduğunda, bu endişenin bir paniğe dönüşmesine izin vermeden portföyünü yeniden gözden geçirmen ve sonraki adımına karar vermen önemlidir.

Papara Yatırım Hesabınla Nasdaq ve NYSE şirketlerine ortak ol!

Papara Yatırım Hesabı, Türkiye’de Sermaye Piyasası Kurulu, ABD’de Menkul Kıymetler ve Borsa Komisyonu (SEC) tarafından denetlenen yatırım hizmetlerine alıştığın Papara deneyimiyle erişmeni sağlar. Papara Yatırım Hesabını dakikalar içinde oluşturarak Nasdaq ve New York Menkul Kıymetler Borsası’nda listelenen Apple, Amazon, Tesla, Spotify, Netflix, Starbucks gibi şirketlerin hisselerine ortak olabilirsin. Küçük birikimlerinle bile yatırıma hemen başlamak için vakit kaybetme! Eğer Paparalı değilsen aşağıdaki butona dokun, ücretsiz Papara hesabını kolayca aç.

Papara Hesabı Aç!

Sorumluluk Beyanı

Papara web sitesi, uygulaması, blog ve sosyal medya hesaplarında yer alan tüm paylaşımlar, duyurular ve sektör verileri bilgilendirme amacıyla yayımlanmaktadır. Paylaşımlar yatırım danışmanlığı kapsamında değildir.

Bahsi geçen piyasa, sektör ve şirket verileri içeriğin hazırlandığı tarihe ait olup, güncel piyasa verilerini yansıtmayabilir. Paylaşılan sektör ve şirket bilgileri halka açık kaynaklardan temin edilmiş olup, bu kaynaklardaki verilerin eksik veya hatalı olmasından doğabilecek zararlardan Papara Elektronik Para A.Ş. sorumlu değildir.