Resesyon (durgunluk) nedir? Piyasalar bu dönemde nasıl davranır?

Resesyon (durgunluk) nedir? Piyasalar bu dönemde nasıl davranır?

  • 26 May 2025
  • 8 Dakikalık okuma

Anahtar Bilgiler

  • Teknik tanım gereği bir ekonominin iki çeyrek boyunca üst üste negatif büyümesi, resesyon olarak adlandırılır. 

  • Resesyon dönemlerinde hisse senetleri ve tahvil getirileri aşağı yönlü hareket eder. Altın gibi varlıklar ise güçlenir.

  • Ekonomiler, makroekonomik önlemler, güven odaklı hamleler ve para politikası müdahaleleriyle resesyon görünümünü tersine çevirir. 

Selam Paparalı! Bazen ekonomilerde tüm göstergeler tehlike sinyalleri vermeye başlar. İşsizlik artar, enflasyon bir türlü gerilemez. Büyüme yavaşlar, ekonomik aktivite durgunlaşır. İşte böyle zamanlarda haber manşetlerinde sık sık rastlayabileceğin bir kavram var bugün gündemimizde. Yatırım yolculuğunu bir finansal okuryazarlık yolculuğuna dönüştüren Papara Invest olarak bu yazımızda, "Resesyon nedir?", "Resesyon neden olur?" gibi temel sorulara yanıtlar vereceğiz. Ayrıca resesyon döneminde yatırımcıların yapabileceklerini sıralayıp, resesyonda risk yönetimi konusunda işe yarar bilgileri derlemeye çalışacağız. Hazırsan, yepyeni bir ekonomik kavrama yakından bakmaya, tarihteki resesyon örnekleri üzerinden bir makroekonomik durumu kavramaya başlayalım! 😎

Resesyon (durgunluk) nedir?

Ekonomideki ve iktisat literatüründeki tanımına bakıldığında resesyon kısaca, genellikle birkaç aydan uzun süren, ekonomik aktivitede önemli ve yaygın bir düşüştür. İngilizcede recession kelimesinden Türkçe akademik literatüre resesyon olarak geçen bu kavram, temelde “durgunluk” anlamına gelir ve bu kelimeyle de anılır. Teknik resesyon tanımı gereği, bir ekonomi arka arkaya iki çeyrekte negatif büyüme veriyorsa, yani gayri safi yurt içi hasıla (GSYİH) iki çeyrek boyunca arka arkaya küçülüyorsa, o ekonominin resesyona girdiği belirtilir. Bu basit tanımın yanı sıra, resesyon hesaplamasında daha karmaşık formüller de kullanılır. 

Resesyonu belirleyen göstergelerin, makroekonomik göstergeler arasında öne çıkan pek çok gösterge olduğu söylenebilir. Birden fazla makroekonomik gösterge, resesyon belirlemesinde birlikte takip edilir. Büyüme oranı başlıca gösterge olarak kabul edilirken ekonomistler, sanayi üretim endeksi, işsizlik oranı, reel kesim güven endeksi ve satın alma yöneticileri endeksi (PMI), hane halkı tüketimi ve güven endeksi gibi göstergeleri izler. Şayet bir ekonomi iki çeyrek boyunca negatif büyürse, sanayi üretimi ve istihdam düşüş trendi izliyorsa, güven endeksleri kötümser bölgede seyrediyorsa, tüketim ve yatırım harcamaları azalıyorsa, ekonominin resesyona girdiğine hükmedilir. 

Resesyon kavramının temelinde, ekonomilerin kasıtlı olmadığı ve kötü makroekonomik kararlar uygulanmadığı sürece ekonomilerin büyüyeceği varsayımına dayanır. Zira Sanayi Devrimi’nden bu yana çoğu ekonominin istikrarlı bir şekilde büyüdüğünü biliyoruz. Buna rağmen durgunluklar, yani resesyonlar hâlâ yaygındır. Uluslararası Para Fonu’na (IMF) göre 1960 ile 2007 yılları arasında 21 gelişmiş ekonomiyi etkileyen, 122 durgunluk yaşandı. Başlıca resesyon örneklerinde bir sonraki başlıkta değineceğiz, ancak önce ekonomik durgunluk ölçümünde ülkeden ülkeye farklılaşan yöntemlere, ABD ve Türkiye üzerinden bakalım. 

  • ABD’de ekonomik durgunluk, yani resesyon, resmî bir tanımla belirlenmez; bunun yerine National Bureau of Economic Research (NBER) olarak bilinen ve Türkçede Ulusal Ekonomik Araştırmalar Bürosu olarak tanınan bağımsız bir kuruluş tarafından belirlenir. Bağımsız ve akademik bir kurum olan NBER, resesyonu tanımlarken yaygın teknik tanıma nazaran daha kapsamlı bir yaklaşım benimser. Resesyonu “ekonomide genel faaliyet seviyesinde yaygın bir düşüş” olarak tanımlayan kuruluş; üretim, istihdam, gelir, tüketim harcamaları, sanayi üretimi ve toptan-perakende satışlar gibi göstergeleri ölçümler. 
  • Türkiye’de ekonomik durgunluk ise Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından açıklanan ekonomik büyüme (GSYİH) verilerine dayandırılarak tanımlanır. Türkiye’de genellikle arka arkaya iki çeyrek negatif GSYİH, yani gayri safi yurt içi hasıla daralması yaşandığında, ekonominin durgunluğa girdiği varsayılır. 

Ekonomik resesyon tarihsel örnekleri

Tarihsel resesyon örneklerine dair arama yaptığında karşına en çok çıkan örnekler, 2008 küresel finansal krizi, 2020 Covid-19 pandemisi kaynaklı resesyon, 1980’li yılların başındaki Fed kaynaklı resesyon olarak sıralanır. Türkiye’de ise başlıca ekonomik daralmalar ve resesyon sinyalleri, 2001 ekonomik krizinde ve 2018 krizinde görülmüştür. Yakın tarihe damga vuran resesyon örneklerini neden sonuç ilişkileri üzerinden kısaca anlatacağız, hazır mısın?

  • 2008 küresel finansal krizi: Ayrıntılarını Papara Invest’te yayımladığımız ilgili yazılarda uzun uzun okuyabileceğin bu kriz, temelde ABD’de konut piyasasının ve mortgage sektörünün finans sektörünü etkilemesiyle ortaya çıktı. ABD konut piyasası, ödenmemiş krediler sebebiyle çökünce, önde gelen bankalar ve finansal kuruluşlar iflas etmek zorunda kaldı. Kriz ABD ile sınırlı kalmadı ve dünya geneline yayıldı. Bu resesyondan çıkış için büyük ölçekli parasal ve mali müdahaleler gerekti.
  • 2020 Covid-19 kaynaklı resesyon: Küresel pandemi, tüm dünyada fabrikaların kapanmasına ve üretimin sekteye uğramasına sebep oldu. Bu durum 2020 ikinci çeyrek gayri safi yurt içi hasıla verilerinde keskin düşüşlere sebep oldu. Üretim yapamayan, satışları düşen şirketler işten çıkarmalar yaptı ve bu da tüketici hareketlerini sınırladı. 
  • 1980’ler, ABD: Dönemin Fed Başkanı Paul Volcker, şahin tutumuyla tarihe geçecek adımlar attı. Fed, Volcker başkanlığında yüksek enflasyonla mücadele için faiz oranlarını keskin bir şekilde artırdı. Endüstriyel üretim bu yüksek faizlere dayanamadı ve yavaşladı. İstihdam düştü. Enflasyonun kontrol altına alınmasıyla uzun vadeli ve istikrarlı büyümeye geçiş yapıldı.
  • Türkiye, 2001 krizi: Türkiye’de 2000’li yılların başlarına damga vuran siyasi belirsizlikler, bankacılık sistemindeki zafiyetler; yatırımcı güveninde düşüşe sebep oldu. Gayri safi yurt içi hasıla negatif %5’lere kadar keskin bir şekilde geriledi ve bu da işsizlikte ve enflasyonda patlamaya yol açtı. Türkiye bu krizden Uluslararası Para Fonu (IMF) yönlendirmeleriyle uygulanan reformlar ve finans sektörüne yönelik sıkı regülasyonlarla çıktı. 
  • Türkiye, 2018 kur krizi: 2018’de dış politika krizleri, aşırı ısınan kredi piyasaları ve kurumsal yabancı borç gerilimi, Türk lirasında dolara karşı sert bir değer kaybına yol açtı. Türk lirasının %30 gerilemesi, enflasyonu yükseltti ve 2018’in sonlarından 2019’un başlarına kadar yaşanacak bir ekonomik durgunluğa yol açtı. 

Resesyon dönemlerinde piyasa davranışları

Resesyonun ana hatlarını ve yakın tarihten resesyon örneklerini anladıktan sonra sıra, piyasaların, yani hisse senetlerinin resesyon dönemlerinde genellikle nasıl davrandığını özetlemeye geldi. 

Gel Paparalı, yukarıda anlattıklarımızı birleştirelim. Ekonomik durgunluk, yüksek enflasyon, daralan ekonomik büyüme, artan işsizlik ve düşen tüketici / üretici güveni gibi başlıklarla açıklanıyor. Tüm bunlar, şirketlerin daha az satış yapması, dolayısıyla kârlılık hedeflerine bağlı kalamaması sonucunu ortaya çıkarıyor. Böyle bir durumda hisse senetleri, tahmin edeceğin üzere aşağı yönlü bir trend izliyor. Paniğin boyutu, satışların keskinliğini de belirliyor. Hisse senetlerinin genel gidişatı bu yönde olsa da, özellikle sağlık, kamu hizmetleri gibi elzem sektörler, diğerlerine kıyasla daha iyi performans gösterme eğilimi izliyor. 

Yatırımcılar, hükümetlerin borç ödeme kabiliyetini sorgulamaya başladığı için, bu koşullar devlet tahvili kârlılıklarının bu dönemlerde zayıflamaya ve devlet tahvil fiyatlarının artmasına yol açıyor. Öte yandan yatırımcılar, riskli varlıklardan uzaklaşırken, altın ve ABD doları gibi küresel rezerv ve güvenli liman kabul edilen varlıklara kaçmayı tercih ediyor. Bu durum, dolarda güçlenmeyi ve altın fiyatlarındaki artışı beraberinde getiriyor. 

“Peki yatırımcılar resesyon dönemlerinde ne yapabilir?” diye soruyorsan, yazımızı okumaya devam et Paparalı. 

Merkez bankalarının resesyonlara tepkisi

Tüm bu anlattıklarımız, resesyonun teknik olarak bir makroekonomik döngü olduğunu, resesyonu bir krize dönüştüren şeyin ise yatırımcı güvenindeki bozulma olduğunu bir bakıma ortaya koyuyor. Böyle dönemlerde merkez bankaları, çeşitli araçlar ve şeffaf iletişim kullanarak, güveni yeniden tesis etmeye ve piyasaya destek olmaya yöneliyor. Resesyon sinyallerinin görülmeye başladığı dönemlerde Fed gibi merkez bankalarından gelebilecek faiz indirimi sinyalleri, problemin yönetildiğini kanıtlayarak hem teknik hem de iletişimsel anlamda faydalı görülüyor. Öte yandan merkez bankaları, piyasalara likidite enjekte ederek ve varlık alımı yaparak, bir bakıma “orada olduğunu” kanıtlıyor. Ekonomiler, çoğunlukla büyümeden ödün vermek yerine enflasyondaki kısa vadeli artışlara katlanmayı tercih etmek için para politikası ve maliye politikası ayarlamaları buna göre yapıyor. Bu da enflasyon - büyüme ikilemi karşısında politika tercihini belirliyor.  

Resesyon döneminde yatırımcılar ne yapmalı?

Resesyon, makroekonominin ve mevcut ekonomik sistemin bir gerçeği. Ülkeler, belirli politika duruşlarını ve tercihlerini sürdürerek ya da küresel konjonktürü belirleyen olaylardan etkilenerek bu makroekonomik koşullara sürüklenebiliyor. Böyle dönemlerde yatırımcıların, portföy çeşitlendirmeye, riskten korunmaya ve uzun vadeli yatırım stratejisine bağlı kalması öneriliyor. Peki, resesyon dönemlerinde ne yapabilirsin? 

  • Örneğin resesyon sinyalleri görülmeye başladığında kamu hizmetleri ve sağlık gibi temel sektörlerin daha güçlü performans göstereceğini öngörebilir, portföyünü buna göre biçimlendirebilirsin.
  • Portföyünü doğru şekilde çeşitlendirirsen, büyüme hisselerindeki kayıplar, güvenli liman varlıklarda ve hisse senetleri içinde “blue-chip” olarak anılan varlıklarda göreceğin kazanımlarla dengelenebilir. 
  • Riskler iyice arttığında, hisse senedi ağırlığını azaltarak altın gibi güvenli liman olarak tabir edilen varlıklara yönelebilirsin. Papara’da Kıymetli Maden Hesabı açarak altın, gümüş ve platin gibi varlıklara yatırım yapabileceğini de böylece hatırlatmış olalım. 
  • Yatırım stratejini uzun vadeli kurmaya odaklanmak gerektiğini hatırlayabilirsin. Papara Listeleri içinde yer alan, Uzun Vadeli Güçlü Hisseler listesi, ilgini çekebilir. 

Eğer ABD ekonomisi gibi daha güçlü ve gelişmiş ekonomilerde resesyon riskleri ortaya çıktığında, bunun tüm dünyayı etkileyebileceğini; ancak ABD’nin bu konuda etkin önlemler almaya dair başarılı bir geçmişi olduğunu aklında tut. Riskten korunmaya, portföyünü çeşitlendirmeye ve doğru zamanda, doğru hamleleri yapmaya odaklan.

Resesyon sonrası toparlanma süreci

Ekonomik büyüme belirli dönemlerde geriler ve resesyon resmileşir; ancak resesyon sinyalleri pek çok göstergeyle daha önceden okunur. Bu göstergeleri okuyan ekonomi ve para otoriteleri, ülke ekonomini resesyona düşürmemek için çeşitli önlemleri, etkilerini ölçerek uygulamaya koyar. Güven inşa olmaya başladığında, ekonomik toparlanma da kendini farklı formlarda göstermeye başlar. 

  • V şekli olarak tabir edilen resesyon sonrası toparlanma döneminde, talep ve üretim keskin düşer ve keskin geri döner. Pandemi sonrası küresel ekonomide toparlanma V şekline benzetilir. Hükümetler, benzeri görülmemiş önlemlerle piyasaya desteklediğinden ve pandemi yönelik aşı çözümü hızlı geliştirilip dağıtıldığında, toparlanma da en az düşüş kadar keskin oldu; özellikle teknoloji sektöründe bu hızlı toparlanma daha belirgin hissedildi.
  • U şekli olarak tabir edilen toparlanma sürecinde, düşüş sonrası duraklama uzun sürer; ancak peşinden toparlanma gelir. 2008 krizi sonrası, 2009’dan itibaren ABD’de gözlemlenen resesyon sonrası toparlanma, bu kategoride değerlendirilir. Zira işsizlik, 2008 krizinden sonra uzun süre yüksek kalmıştır. 
  • W şekli resesyon akışında, ekonomi çeşitli önlemlerle iyileşme belirtileri gösterir, ancak peşi sıra bir şok daha yaşanır. Bu şokun ardından çıkış görülür, resesyon sona erer.
  • L şekli ise ekonomik önlemlerin yetersiz kaldığı, güvenin tekrar tesis edilemediği resesyon dönemlerini tanımlar. Düşüş sonrası ekonomi, uzun süre düşük büyümede takılı kalır. 

Resesyon sonrası toparlanma sinyallerinin ilk meyvelerini, büyüme ve blue-chip hisseleri toparlar. Teknoloji, e-ticareti, gıda, sağlık, tüketici ürünleri, enerji, hammadde gibi sektörler, hızlı toparlanmadan nasibini alır. Zira bu sektörlerin iş modelleri tüketici ve üretici talebiyle doğrudan ilişkilidir. Tüketici ve üretici talebinin geriye gelmesi tüketici güveninin yeniden tesis edilmesiyle, tüketici güveni ise istihdamdaki istikrarlı artışla bağlantılı olarak görülür. Başka bir deyişle sağlıklı bir resesyon sonrası toparlanma için yeni yatırımlar ve dolayısıyla yeni istihdam artışı, şart olarak değerlendirilir. 

Resesyona dair yaygın bilinenleri, akademik doğrulukla, ama anlaşılabilir bir dille özetlediğimize inanıyoruz! Dileriz bu yazı sana yardımcı olmuştur Paparalı! Daha fazlası için Papara Invest’i takip etmeyi ve Papara’da Yatırım Hesabı açarak hisse senedi portföyünü oluşturmaya şimdiden başlamayı unutma!

Değerlenenler
Düşüştekiler
  • Spero Therapeutics, Inc. Common Stock
    SPRO
    Spero Therapeutics, Inc. Common Stock
    $2.35
    $1.67 (%244.57)
  • Hyliion Holdings Corp.
    HYLN
    Hyliion Holdings Corp.
    $1.71
    $0.57 (%50.00)
  • 374Water Inc. Common Stock
    SCWO
    374Water Inc. Common Stock
    $0.47
    $0.13 (%35.99)
  • LanzaTech Global, Inc. Common Stock
    LNZA
    LanzaTech Global, Inc. Common Stock
    $0.26
    $0.06 (%32.12)
  • Monro, Inc. Common Stock
    MNRO
    Monro, Inc. Common Stock
    $16.75
    $3.98 (%31.17)
  • Joby Aviation, Inc.
    JOBY
    Joby Aviation, Inc.
    $8.86
    $1.98 (%28.78)
  • Pacific Biosciences of California, Inc.
    PACB
    Pacific Biosciences of California, Inc.
    $1.10
    $0.19 (%20.85)
  • Annovis Bio, Inc.
    ANVS
    Annovis Bio, Inc.
    $2.43
    $0.39 (%19.12)
  • EyePoint Pharmaceuticals, Inc. Common Stock
    EYPT
    EyePoint Pharmaceuticals, Inc. Common Stock
    $7.04
    $1.08 (%18.12)
  • iTeos Therapeutics, Inc. Common Stock
    ITOS
    iTeos Therapeutics, Inc. Common Stock
    $10.06
    $1.53 (%17.94)