
Deflasyon nedir? Deflasyonun ABD borsasına etkisi
- 26 May 2025
- 8 Dakikalık okuma
Anahtar Bilgiler
- Deflasyon, genel fiyat düzeyinin uzun süreli ve sürekli olarak azalmasıdır.
- İyi ve kötü sonuçlar yaratabilecek farklı türleri bulunur; deflasyonun etkileri ekonomik koşullara göre değişir.
- ABD’de 1930’larda yaşanan Büyük Buhran, deflasyonun en çarpıcı tarihi örnekleri arasında yer alıyor.
Selam Paparalı! Bugün ekonomi biliminin ilginç ve kafa karıştıran konularından biri olan deflasyon üzerine konuşacağız. Odağımızda enflasyonun tam tersini tanımlayan bir ekonomik kavram var. Bu kapsamda, “Deflasyon nedir?”, “Deflasyon ve enflasyon arasındaki farklar nelerdir?”, “Deflasyonun Fed para politikasındaki ve ABD borsası üzerindeki etkisi nedir?” gibi sorular var. Elbette deflasyon döneminde yatırımcıların yapması gerekenleri de “yatırım stratejisi, deflasyon döneminde nasıl sürdürülmeli?” diye sorarak yanıtlayacağız. Papara Invest Blog’da yepyeni bir ekonomik kavram yolculuğuna çıkmaya hazırsan, başlayalım! 😎
Deflasyon nedir?
Deflasyon, en basit haliyle; bir ekonomide genel fiyat seviyelerinin uzun süreli olarak sürekli düşmesi durumudur. Deflasyon dönemlerinde, ürünlerin ve hizmetlerin fiyatları ortalama olarak geriler ve bu trend bir süre kalıcı olur. Paparalı, “Fiyatlar düşüyorsa ben de daha ucuza alışveriş yapabilirim” diyebilirsin, ancak işin özü biraz daha farklı. Merak etme, anlatacağız.
Normal koşullarda fiyatlar zamanla sağlıklı büyüyen bir ekonominin belirtileri arasında yer alan kontrol altındaki enflasyon nedeniyle ufak ufak artar. Fakat deflasyon döneminde fiyatlar sürekli olarak düşüş gösterir. Deflasyon genellikle kısa vadede tüketiciler için bir rahatlama sağlar, ancak uzun süreli deflasyon ekonomik büyümenin önünde büyük bir engel olabilir. Bu durum, tüketicilerin ve şirketlerin ekonomik davranışlarını etkiler, ekonomide yavaşlamaya hatta durgunluğa yol açabilir. Hatırlarsan, durgunluk yani resesyon konusundaki ayrıntılara ilgili yazımızda değinmiştik. 😎
Gel, şu konuyu biraz daha açalım. Fiyat düzeyindeki sürekli düşüş, ne anlama gelir ve nelere yol açar? Deflasyonun uzun sürmesi durumunda iş dünyasında ve istihdamda ciddi sorunlar yaşanabilir. Şirketler kâr marjlarını koruyamaz, çalışan ücretleri düşer ve işsizlik artar. Diğer yandan, ekonominin toplam talebi aşağı çekilir ve bir kısır döngü oluşur. Bu kısır döngüden çıkmak için, görevlerini ilgili yazımızda anlattığımız merkez bankalarının harekete geçmesi beklenir. Merkez bankaları, ellerindeki politika araçlarını kullanarak para politikasında bazı ayarlamalar yapar. Örneğin, ekonomideki para arzını artırmak (aslında faiz indirmek de diyebiliriz) tüketici harcamalarını teşvik etmenin bir yoludur. Hükümet ayrıca daha yüksek bir enflasyon oranını hedeflemeye başlar, bu da insanların enflasyon beklentilerini yükseltmeye yardımcı olur. Hep vurguladığımız gibi, makroekonomide pek çok konu “beklentileri yönetmekle” ilgili!
Peki, ölçemediğimizi yönetebilir miyiz? O hâlde deflasyonun ekonomik göstergelerle ilişkisine bakalım ve deflasyonun nasıl ölçüldüğünü anlamaya çalışalım. Deflasyon, doğrudan düşük tüketici harcamaları, azalan yatırımlar ve daralan para arzı gibi ekonomik göstergelerle ilişkilenir. İşsizlik oranları yükselirken reel faiz oranları artar. Bu da kredi kullanmayı zorlaştırır ve ekonominin büyüme hızını azaltır. Kredi kullanmayan, borçlanmayan işletmeler yatırım yapamaz; yatırımların azalması üretim verimliliğinin düşmesi anlamına gelir. Diğer yandan azalan tüketici harcamaları, işletme kârlılıklarını aşağı çeker.
Amerika Birleşik Devletleri’nde (ABD) 1930’larda yaşanan Büyük Buhran, tarihteki en çarpıcı deflasyon örnekleri arasında yer alıyor. O dönemde fiyatlar hızla düştü, işsizlik katlanarak arttı ve ekonomi yıllarca toparlanmakta güçlük çekti. Birçok insan ya işten çıkarıldı ya da yeterince maaş almadığı için harcama yapamıyordu. Büyük Buhran sırasında işsizlik oranı neredeyse %25'e ulaştı. Üretilen tüm mal ve hizmetlerin değeri olan gayri safi yurt içi hasılanın (GSYİH) büyümesi 1930-1933 yıllarında sıfırın altına düştü, yani ülkenin üretiminin değeri azaldı.
1990'larda Japonya gibi diğer ülkeler de modern zamanlarda deflasyon yaşadı. Japonya'daki deflasyonun kısmen kontrol altına alınması 2003-04 yıllarını buldu. Ülke yavaş yavaş etkilerinden kurtuluyordu, ancak daha sonra 2008 mali krizinde deflasyon tekrar arttı. O zamandan bu yana Japonya, dünyanın en yüksek ulusal borcuna sahip ülkesi ve 30 yıl önce başlayan bir deflasyonun etkileriyle hâlâ başa çıkmaya çalışıyor.
Devam eden yıllarda Fed ve diğer merkez bankaları, bu tür deflasyonist şokların önüne geçmek için para politikalarını sıkılaştırdı ve ekonomiyi canlandırmaya çalıştı.
Deflasyon türleri
Deflasyon her zaman tehlikeli ya da kötü değil. Kimi zaman daha makul ve iyi huylu, kimi zaman ise yıkıcı. Gel, deflasyon türlerini kısaca anlayalım.
- İyi huylu (makul) deflasyon: Deflasyon bazı durumlarda teknolojik gelişmeler ve verimlilik artışı nedeniyle fiyatların doğal olarak düşmesiyle ortaya çıkar. Örneğin; bilgisayar ve teknoloji ürünlerinin fiyatlarının yıllar içinde düşmesi. Bu korkmaman gereken deflasyon türü Paparalı, ekonomiye zarar vermez aksine tüketici için faydalıdır.
- Kötü huylu (yıkıcı) deflasyon: Talep yetersizliği sebebiyle fiyatların düştüğü ve ekonominin artık çöküş sinyalleri verdiği durumdur. Şirketler ürün satamaz, üretim yapılamaz ve işsizlik de paralel şekilde artar. Tüm bunlar beraberinde ekonomik durgunluğu ve resesyonu getirir.
- Talep bazlı deflasyon: Tüketici ve işletmelerin harcamalarını kısmaları sonrasında ortaya çıkar. Yatırımlar azalır, tüketim yavaşlar ve fiyatlar aşağı çekilir.
- Arz bazlı deflasyon: Arz tarafında üretim maliyetlerinin azalması veya üretim fazlası durumunda fiyatlar düşer. Örneğin petrol fiyatlarının düşmesi birçok sektörde maliyetleri azaltarak fiyatların gerilemesine ön ayak olabilir.
Deflasyon nedenleri nelerdir?
Enflasyonda olduğu gibi, deflasyon da genellikle hükümet politikasındaki bir değişiklik ve tüketicilerin buna tepkileri sonucu ortaya çıkar. Trendin ortasında yükselen veya düşen fiyatların tek bir itici gücünü ayrıştırmak pek de kolay olmaz. Yıllar sonra bile, deflasyonun nedenlerinin genellikle çok yönlü olduğu görülür.
Deflasyona birçok farklı etken neden olabilir, ancak özünde deflasyon, tüketim malları ve hizmetlerinin fiyatları düştüğünde ortaya çıkar. Ve fiyatlar, ürün ve hizmetlere olan talebin arza göre azalmasıyla düşer. Deflasyon ayrıca artan üretkenliğin bir sonucu olabilir. Mallar daha kolay ve ucuz hâle geldiğinde, şirketler onları daha düşük bir fiyata satabilir.
Deflasyona yol açabilecek yaygın senaryolara dair akıl yürütmek istersek aşağıdaki başlıkları değerlendirebiliriz:
- Azalan tüketici talebi: Ekonomide tüketicilerin harcamaları kısması, beklenen ekonomik belirsizlikler veya iş güvencesi endişeleri, talebin azalmasına yol açar. Talebin azalması ise fiyatları aşağı çeker. Yine, yeni, yeniden kısır döngü başlangıcı yaşanır.
- Yatırım harcamalarındaki gerileme: Şirketler, üretim kapasitesini artırmak için yatırım miktarını azaltırsa, dolaylı olarak ekonomiyi yavaşlatır, üretim düşer ve fiyatlar deflasyonist baskı altında kalır.
- Para arzının daralması: Merkez bankalarının para arzını kısması veya finansal sistemde kredi daralması, deflasyonun başlıca nedenlerindendir. Para arzı azalırsa, ekonomide dolaşan para miktarı da azalır ve harcamalar düşüşe geçer.
- Vergi ve maliye politikaları: Yüksek vergiler, tasarruf önlemleri ve hükümet harcamalarının kısılması deflasyonist sonuçlar doğurabilir. Zira harcamaların azaltılması da arz-talep dengesinden talebi olumsuz etkiler.
Deflasyon etkileri nelerdir?
Deflasyonun tamamen kötü olmadığını söylemiştik. Kısa vadede, tüketicilerin aynı maaşla daha fazla ürün ve hizmet satın almalarına yardımcı olabilir fakat bunun ötesinde, olumsuz etkiler hızla büyüyebilir.
Tüketici davranışları değişebilir. Tüketiciler, fiyatların daha düşeceğini düşünerek harcamalarına ara verirler ve talebin azalmasına yol açar.
Şirket kârlılıkları azabilir, bu da işsizliğe ve ücretlerin düşüşüne sebep olabilir. Fiyatların düşmesi, şirketlerin gelirlerini azaltır. Kârlılık düştüğü zaman yeni yatırım ve büyüme planları askıda kalır. Ayrıca şirketler, kâr marjları daralacağı için ücretleri azaltmak zorunda kalabilir veya işten çıkarma yoluna başvurur. Dolaylı bağlantıyla işsizlik artar.
Borçların reel değeri artabilir. Deflasyon ortamında nominal borçlar sabit kalırken paranın satın alma gücü artış gösterir. Bu da borçların reel değerini yükseltir ve borçlular için ek yük ortaya çıkarır.
Deflasyon sonuçları nelerdir?
Talep ve yatırım düşerken ekonomi büyümesi de yavaşlar ya da bazen küçülür. Bankalar ve finansal kuruluşlar kredi geri ödemelerinde sorun yaşar, sistemde likidite sıkışıklığı yaşanabilir. Deflasyonist ortamdan çıkmak çok uzun yıllar sürebilir ve ülkedeki yatırımcı güveni azalır. Ekonomik zorluklar sosyal huzursuzluğu da beraberinde getirebilir. Bu nedenlerle tüketici - yatırımcı psikolojisi de olumsuz etkilenir.
Deflasyon nasıl önlenebilir?
Tabii tüm bunlar olurken ülkelerin para otoriteleri de gerekli hamleleri yapmak için harekete geçer. Zira hükümetlerin ve merkez bankalarının özellikle genişlemeci politikalar uygulayarak deflasyonla mücadele etmek için kullanabileceği çeşitli araçlar vardır. Diğer yandan merkez bankaları, politikalara dokunmadan, likidite enjeksiyonları, menkul kıymet alımları gibi araçlarla finansal sistemi desteklemeyi de tercih edebilir.
Bu araçların başında, para politikası araçları gelir. Başka bir deyişle merkez bankaları, politika faizi ayarlamaları yaparak ve diğer makroihtiyatı tedbirleri uygulamaya koyarak çeşitli önlemler alabilir. Merkez bankaları faizleri indirerek kredi maliyetlerini düşürür, böylece ekonomide harcamalar ve yatırımlar teşvik edilir.
Önlemler elbette tek yönlü değildir. Maliye politikası konusunda uygulanacak önlemlerle harcamaların artırılması sağlanabilir. Hükümet harcamalarını artırarak toplam talebi yükseltir, vergileri düşürerek tüketici ve şirketlerin elini rahatlatır.
Teşvik paketleri devreye alınabilir. Doğrudan destekler, teşvikler ve sosyal yardımlar tüketici harcamalarını artırır. Örneğin Çin, geçtiğimiz aylarda ekonomik büyümeyi canlandırmak için yeni teşvik önlemleri açıklamış, durgunluk işaretlerini geride bırakmak ve tüketim talebini artırmak için çeşitli adımlar atmıştı.
Enflasyon ve deflasyon arasındaki farklar nelerdir?
Deflasyona dair pek çok bilgiyi bir araya getirdik; deflasyon tanımı, deflasyon etkileri, deflasyon sebepleri ve deflasyon sonuçları gibi anahtar başlıkları arka arkaya sıraladık. Şimdi dilersen, enflasyon ve deflasyon arasındaki farkları madde madde anlayalım.
- En basitinden başlayalım: Enflasyonda fiyatlar artar, deflasyonda düşer.
- Ilımlı enflasyon ekonomik büyümeyi teşvik ederken, deflasyon büyümeyi yavaşlatır.
- Enflasyonda tüketici harcamayı öne alır, deflasyonda erteler.
- Enflasyonda faiz artırımı yapılabilir, deflasyonda faiz indirimine gidilir.
ABD ekonomisinde deflasyonun rolü
Fed, tarih boyunca deflasyonla mücadele eden önemli aktörlerden biri olarak öne çıkıyor. Dolayısıyla Fed’in deflasyon mücadelesi konusundaki adımları da canlı örnekleri keşfetmek açısından önem taşıyor. Fed, özellikle 2008 küresel krizinde ve pandemi döneminde para arzını artırarak deflasyon riskini önlemeye çalıştı. ABD ekonomisi, teknoloji ve üretim verimliliği avantajıyla zaman zaman “iyi huylu” deflasyon yaşasa da ekonomik daralma riskleri özellikle ticaret tarifelerinin ve gümrük vergilerinin konuşulduğu bir dönemde daha fazla gündeme geliyor. “Bir dakika, deflasyon konuşuyorduk, neden büyüme?” diye sorduğunu duyar gibiyiz. Hemen açıklayalım. ABD’de tüketim harcamaları GSYİH’nin %70’ini oluşturur. Bu nedenle deflasyonist baskılar, doğrudan büyüme üzerinde etkili olur. Fed, zaman zaman tahvil alımları gibi “niceliksel genişleme” politikalarıyla para arzını artırarak deflasyon riskini minimize eder.
Deflasyonun borsaya etkileri
Deflasyon, genellikle borsadaki düşüşe eşlik eder ve hisse senedi fiyatları düştüğünde, insanların panikleyip hisse senetlerini satması alışılmadık bir durum değildir. Zira deflasyon dönemlerinde şirket kârları azalır, bu da hisse senedi fiyatlarını olumsuz etkiler. Yatırımcılar riskten kaçınır, daha güvenli varlıklara yönelir. Faiz oranlarının düşük kalması ve tahvil gibi sabit getirili araçların tercih edilmesi artar.
Deflasyonist ortamlarda, yatırımlarını korumak ve büyütmek isteyenler için bazı stratejiler önem kazanır. Papara Invest ile çeşitlendirilmiş portföyler oluşturabilir, Kıymetli Maden Hesabı ile altına yatırım yaparak deflasyonun olumsuz etkilerinden korunabilirsin. Ayrıca, Papara Birikim Hesabı ile düzenli tasarruf yaparak ekonomik dalgalanmalara karşı finansal güvence sağlayabilirsin. Ayrıca Papara Listeleri arasında özellikle temettü hisselerine, uzun vadede güçlü hisselere ve faiz kararlarına duyarlı şirketlere göz atabilirsin. Dileriz bu yazı sana yardımcı olmuştur Paparalı!
ABD borsasında hisse bölünmesi (stock split) nedir? Kazandırır mı?
Sadece bir cadde değil: Wall Street ne anlama geliyor?
Yatırım yapmadan önce okunması gereken 15 kitap (Başlangıç - Orta - İleri seviye)
TÜFE ve ÜFE nedir, farkları nelerdir, nasıl yorumlanır?
Resesyon (durgunluk) nedir? Piyasalar bu dönemde nasıl davranır?