Gerçek hikayelere dayanan finans filmleri: İzledikten sonra yatırım yapmak isteyeceğiniz 5 film

Anahtar Bilgiler

• Finansal dramalar ya da Wall Street sineması, yatırımcılığa ilgi duyan herkesin yolunun kesiştiği bir tür olarak karşımıza çıkar.
  
  
• The Big Short, Margin Call, The Wolf of Wall Street gibi filmler, bu türün en bilinen yapımları arasında yer alır. 
  
  
• Bu hikâyeler, finans dünyasının yalnızca rakamlardan ibaret olmadığını, insan hikâyeleriyle iç içe olduğunu ortaya koyar. 

Selam Paparalı! Papara Invest Blog sana yalnızca hisse senedi piyasalarında işlem yaparken hayatını kolaylaştıracak ipuçları sunmuyor; aynı zamanda zaman zaman keyfini yerine getirecek ve yatırım kültürüne dair bilgi birikimini genişletecek içerikler de vadediyor! Bugün eğlenceli, keyifli, dönüp dönüp bakacağın bir yazıyla karşındayız. Evet, başlıktan da gördüğün gibi, gerçek hikâyelere dayanan finans filmlerini derliyoruz. Tam beş film sunacağımız bu yazıda sıralanan filmleri izleme listene almanı öneriyor, filmlere geçmeden önce, “Wall Street sineması” olarak da tabir edebileceğimiz bu filmlerin neden ilgi gördüğünü kısaca açıklamaya çalışıyoruz. 😎

Gerçek hikayelere dayanan finans filmleri neden ilgi görüyor?

Aslında her biri birer “ekonomik drama” olan ve gerçek finans hikâyelerine dayanan filmleri tercih etmenin birkaç sebebi var. Bu filmler, finansal bilgilere ve tarihsel gerçeklere daha eğlenceli bir anlatım yoluyla, bir filmle ulaşma imkânı sunuyor. Pek çoğu, biraz da Amerikan sinemasının abartılı anlatımı sayesinde ilham veren başarı hikâyelerine dikkat çekerken, bir yandan da başarısızlık anlatımlarıyla çeşitli dersler içeriyor. Öte yandan her biri tarihsel gerçekliklerden beslenen bu filmler, Wall Street’ten başlayıp tüm dünyayı sarsan finansal krizlerin arka planlarına dair gerçeğe en yakın bilgileri edinmeyi de kolaylaştırıyor. Hazırsan, “yatırım yapıyorsan mutlaka izle” denilen 5 filmi tanımaya başlayalım!

İzledikten sonra yatırım yapmak isteyeceğiniz 5 gerçek hikayeli finans filmi

Kimisi subprime mortgage krizine, kimisi tarihe geçen dolandırıcılık hikâyelerine referans veren bu beş film, tarihten ünlü isimlerin yatırım stratejilerini ve kriz yönetimi becerilerini anlamak isteyenlere ilham dolu dakikalar vadediyor. 

The Big Short (2015) – 2008 krizini öngörenlerin hikayesi 

Adam McKay tarafından yönetilen ve Michael Lewis’in kaleme aldığı The Big Short: Inside the Doomsday Machine kitabına dayanan The Big Short, en iyi uyarlama senaryo dalında bir Oscar sahibi bir film olarak öne çıkıyor. “Finansal drama-komedi” türü altında değerlendirilen film, ABD konut piyasasının ve ipotek teminatlı menkul kıymetlerin çöküşüyle ortaya çıkan 2007 - 2008 küresel mali krizine yol açan olayları anlamayı kolaylaştırıyor. 

Film, konut piyasası verilerinden hareket ederek gayrimenkul balonunun patlamaya hazır olduğunu tahmin eden, başını Christian Bale tarafından canlandırılan Michael Burry’nin çektiği bir grup yatırımcıyı konu alıyor. Burry liderliğindeki bu yatırımcı ve fon yöneticisi ekibi, karmaşık kredi temerrüt takası (risk primi | CDS) gibi finansal araçlar kullanarak, konut piyasasına karşı kısa pozisyon açıyor. Steve Carrell, Ryan Gosling, Finn Wittrock ve John Magaro gibi isimlerin rol aldığı filmin IMDb puanı, 7.8. The Big Short, CDO’lar, düşük riskli krediler, sentetik türevler gibi karmaşık finansal kavramları açıklarken dördüncü duvarı kırmasıyla ve doğrudan kameraya yapılan açıklamalarıyla öğretici bir rol de üstleniyor.  

The Wolf of Wall Street (2013) – Jordan Belfort’un yükselişi ve düşüşü

Ünlü yönetmen Martic Scorsese’nin yönettiği 2013 yapımı The Wolf of Wall Street, odağına pump & dump olarak bilinen bir finansal dolandırıcılık türünü, piyasa manipülasyonunu, regülatif boşlukları ve yüksek riskli ticaretin ayrıntılarını alıyor. 1980’lerin sonu ve 1990’larda dolandırıcılık ve etik dışı uygulamalarla büyük bir servete kavuşan New York merkezli borsacı Jordan Belfort’un gerçek hikâyesini konu alan filmin başrolünde, Belfort’u Leonardo DiCaprio canlandırıyor. Film, ucuz hisse senetleri ve piyasaları manipüle etme konusunda uzmanlaşmış bir aracı kurum olan Stratton Oakmont’un kuruluşunu, Belfort’un bu şirket aracılığıyla elde ettiği servetini düzenleyici boşlukları kullanarak FBI ve ABD Menkul Kıymetler ve Borsa Komisyonu (SEC) gibi otoritelerden nasıl gizlediğine mercek tutuyor. En iyi film, en iyi erkek oyuncu, en iyi yönetmen gibi dalların da aralarında olduğu toplam 5 Oscar adaylığı bulunan filmin IMDb puanı, 8.2. 

Margin Call (2011) – Krizin başlangıç anına 24 saat

Senaryosu ve yönetmenliği J.C. Chandor’a ait olan 2011 yapımı Margin Call; Kevin Spacey, Jeremy Irons, Zachary Quinto, Stanley Tucci, Demi Moore ve Paul Bettany gibi isimlerden oluşan kadrosuyla dikkat çekiyor. “Finansal gerilim” kategorisinde değerlendirilen Margin Call, 2008 mali krizinin arifesinde kurgusal bir Wall Street yatırım bankasında geçen 36 saatlik bir süreci konu alıyor. Hikâye, kıdemli bir risk yöneticisi olan Eric Dale’in genç analist Peter Sullivan’a bir USB sürücü verdiği bir anla başlıyor. Sullivan, geç saatlere kadar şirkette kalarak, şirketin riske maruz kalma oranının şirketin toplam değerini aştığını tespit eder. Takip eden saatlerde izleyiciler gergin, ahlaki kararlarla dolu bir dizi yönetici toplantısına eşlik eder. Film, kurumsal etik, risk yönetimi ve kriz zamanlarında karar alma gibi süreçlere dair nabzın sürekli üst seviyede olduğu bir seyir deneyimi sunar. Filmin IMDb puanı, 7.1.

Too Big to Fail (2011) – Devlerin batamayacağı yanılgısı

Sırada yine bir kitap uyarlaması var. Andres Ross Sorkin’in aynı adlı kitabından sinemaya uyarlanan Too Big to Fail, 2011 yapımı, yönetmen koltuğunda Curtis Hanson’ın oturduğu, senaryosu Peter Gould imzası taşıyan bir film. Oyuncu kadrosunda Paul Giamatti, William Hurt, Billy Crudup, James Woods ve Cynthia Nixon gibi önemli isimler öne çıkıyor. Filmin odağında ise yine 2008 krizinin çalkantılı dönemleri var. Dönemin hazine bakanı Henry Paulson’ın yaşadığı gergin zamanları merkezine alan film, Lehman Brothers’ın iflası, sistemik riske giren büyük finans kuruluşları ve finansal sistemin çökmesini engellemek için yapılan acil müdahaleleri konu ediyor. Risk yönetimine, zorlu kararlara odaklanan filmin temposu da bir hayli yüksek. Belgesel tadındaki anlatımıyla dikkat çeken ve 2008 krizini daha iyi anlamayı sağlayan filmlerin başında gelen Too Big to Fail, finansal drama arayanların vazgeçilmezleri arasında başı çekerken, kriz yönetiminin inceliklerine dair ders niteliği taşıyor. Filmin IMDb puanı, 7.3.

Boiler Room (2000) – Hızlı para kazanmanın bedeli

Senaryosunu ve yönetmenliğini Ben Younger’ın üstlendiği 2000 yapımı Boiler Room, genç ve hırslı bir insan olan Seth Davis’in gözünden, etik dışı yöntemlerle büyük kazançlar sağlayan bir aracı kurumun hikâyesini konu ediyor. Sahte hisseler, manipülasyon ve finansal dolandırıcılık temaları üzerinden Wall Street’in karanlık ve kirli tarafını gözler önüne seren Boiler Room, finans dünyasının suçla iç içe geçmiş yapısını çarpıcı bir dille anlatmayı başarıyor. IMDb’de izleyici değerlendirmeleriyle 7 puan almayı başaran Boiler Room, Vin Diesel, Giovanni Ribisi, Ben Affleck, Nia Long ve Ron Rifkin gibi isimlere oyuncu kadrosunda yer veriyor. Sistemin karanlık yüzünü etkileyici bir dramayla ortaya koyan Boiler Room, Paparalılar için finans dünyasına dair en sevilen beş filmi listelediğimiz bu yazıda kendine yer bulmayı başarıyor. 

Filmlerden sonra yatırım yapmaya mı karar verdin? Bunları unutma Paparalı! 

Gördüğün gibi, yatırım dünyası sadece rakamlardan ve karmaşık grafiklerden ibaret değil Paparalı. Her bir olayın arkasında insanlar, duygular, derinlikli hikâyeler yatıyor. Tam da bu yüzden, bu finansal dramalar, ekonomik kavramları anlaşılabilir kılmakla kalmayıp; aslında tıpkı hayatta olduğu gibi kararların hayati etkileri olabileceğini ve hayatın da tıpkı yatırım gibi risk yönetimiyle iç içe bir kavram olduğunu ortaya koyuyor. Filmlerin yarattığı tansiyon, yatırım dünyasını senin için daha cazip kılmış olabilir. Bu filmler, yatırımcılığa dair heyecan duymana sebep olmuş olabilir, ama mutlaka şunları aklında tut: 

• Yüksek kazanç ve prestijli bir yaşam, daha fazla risk anlamına gelebilir. Kısa vadede yüksek kazanç, hiç de gerçekçi bir vaat değildir ve çok nadiren mümkün olur. 
• Tüm sistem çökerken kazanç sağlayanlar olabilir, ancak hikâyenin geneli milyonlarca insanı etkileyebilir. Başarı yalnızca maddi kazançla değil, etikle, ahlakla, vicdanlı kararlarla da ölçülür.
• Bilgi birikimi, pek çok şeyin önündedir. Özellikle The Big Short gibi yapımları izlerken bu karmaşık dünyaya dair daha fazla okuryazarlığa sahip olman gerektiğini düşündüysen, doğru yerdesin. Papara Invest’i takipte kal!

Daha eğlenceli, ama bir o kadar da öğretici bir yazının daha sonuna geldik. Filmleri izlemediysen izleme listene al, izlediysen tekrar izlemeyi düşün ya da bazı sahneleri izleyerek hatırlamaya çalış. Yatırım yolculuğunda başarılar Paparalı!