Geleceğin hisseleri: 5G, yapay zekâ ve yeşil enerji yatırımları

Anahtar Bilgiler

• Dijital dönüşüm, bulut, akıllı şehirler, enerji talebi... Küresel trend raporlarının eksik olmayan kavramları, hisse senedi piyasalarında da bazı sektörlerin ön plana çıkmasını beraberinde getiriyor. 
  
  
• Yapay zeka, 5G ve yeşil enerji; belki de son 10 yılın en çok ilgi gören yatırım alanları arasında öne çıkıyor.
  
  
• Sermaye harcaması fazla olan, gelir büyümesi yakalasa da riski azalmayan bu sektörlerde faaliyet gösteren hisse senetleri, büyüme hisseleri olarak tanımlanıyor. 

Selam Paparalı! Kullandığımız teknolojiler günden güne gelişiyor, dünyanın ihtiyaçları farklılaşıyor. Başarılı olan iş fikirlerinin çoğu, ihtiyaçlara yanıt veren modellerden çıkıyor. Bu noktada, değişen dünya ihtiyaçlarına yanıt vermek için faaliyet gösteren bazı sektör ve şirketler de ön plana çıkıyor. Dünya bir paradigma değişiminin eşiğinde. Yapay zeka çalışma biçimlerimizi değiştiriyor, 5G haberleşmede yeni bir çağ vadediyor; tüm bunlar olurken dünyanın kaynakları günden güne tükeniyor ve enerji verimliliği en önemli konulardan birine dönüşüyor. Sürdürülebilir enerji ve yenilenebilir enerji gibi kavramlar öne çıkarken yeşil enerji sektörü de bu popülariteden nasibini alıyor. Bu girizgahtan sonra esas konumuza geçelim ve geleceğin yatırım fırsatlarını konuşmaya başlayalım.  😎

5G yatırımları ve geleceği

Telekomünikasyon sektörü, hisse senedi piyasalarında her zaman öncü sektörlerden biri oldu. Ancak konu mobil bağlantıyı ve mobil iletişimi yeni bir seviyeye taşıyan 5G olunca, işler değişiyor. Beşinci nesil mobil ağları tanımlayan 5G kavramı, son yıllarda telekomünikasyon sektörünün hakim temalarından biri olarak öne çıkıyor. 4G’ye göre özellikle indirme hızları ve bant genişliği gibi alanlarda iyileştirmeler sunar 5G teknolojisi, özellikle nesnelerin interneti (IoT) ve gerçek zamanlı veri aktarımının hayati önem taşıdığı yapay zeka uygulamalarının hüküm sürdüğü bir dönemde kritik hâle geliyor.

Statista verilerine göre dünya çapında mobil bağlantıların dörtte biri 2024 itibarıyla 5G bağlantı kullanıyor. 2023 verilerine göre 5G bağlantı kapsamı açısından değerlendirildiğinde Kuzey Amerika öne çıkıyor. Yine Statista'da yer alan veriler, 2024 itibarıyla 2,27 milyar adet 5G mobil aboneliği olduğunu gösteriyor ve 2023'teki 1,6 milyarlık seviyeye kıyasla önemli bir artışa işaret ediyor. Peki bu artış hızının gerekçeleri, yani 5G’nin endüstrilere ve telekomünikasyona sağladığı katkı tam olarak ne? Bazı istatistikler paylaşalım:

• 5G’nin etkisine dair çalışmalar, 5G teknolojisinin 2035’e kadar dünya çapında çeşitli sektörlerde 22 milyon iş yaratacağını ve 12,3 trilyon dolara kadar ürün ve hizmet üreteceğini öngörüyor. 
• 5G teknolojisinin küresel gayri safi yurt içi hasılaya katkısının ise 2020-2035 yılları arasında 3 trilyon dolar artış olması bekleniyor. 
• 5G teknolojisi, yüksek bağlantı hızları ve gecikmesiz, gerçek zamanlı haberleşme gibi faydalarıyla yeni ürün ve hizmetlerin hayata geçmesinden yeni endüstrilerin ortaya çıkmasına, küçük işletmelerin gelişiminin desteklenmesinden şirketlere küresel ekonomide daha rekabetçi olma fırsatı vermesine kadar, pek çok faydayla beraber geliyor. 

Özetle yeni bir ekonomi yaratan ya da mevcut ekonominin sınırlarını genişleten bu teknoloji, bir moda sözcük olmanın ötesine çoktan geçmiş gibi görünüyor. Zira bugünün endüstriyel cihazları, nesnelerin interneti sayesinde birbirine bağlı olarak faaliyet gösteriyor ve her biri adeta birbirleriyle konuşuyor. Bu konuşmadaki gecikmelerin en aza indirilmesi, verimliliği, üretkenliği doğrudan artırma potansiyeli taşıyor. İmalat sektöründe verimliliğin temelden bağlı olduğu 5G teknolojisi, geleceğin teknolojileri arasında başı çekerken, telekomünikasyon sektöründe faaliyet gösteren ve 5G teknolojisini yakından takip eden şirketlerin kazanç potansiyelleri de günden güne artıyor. Özellikle ABD'de Qualcomm, AT&T ve Broadcom gibi telekomünikasyon ve teknoloji devleri, 5G sektöründeki yatırım fırsatları arasında öne çıkıyor. 

Yapay zekâ (AI) yatırımları

Kasım 2022’de son kullanıcıya açılan ChatGPT’den bu yana yapay zeka hayatımızın tam da merkezine yerleşti. Yapay zekanın geçmişi 2022’den çok daha gerisine uzanıyor elbette ancak, iş dünyasında bir devrim potansiyeli yaratmasının son üç yılın konusu olduğunu pekâlâ söyleyebiliriz. Son 10 en yılın en popüler teknoloji hikâyesi olan yapay zekayla ilgili birkaç çarpıcı istatistikle dönüşümün boyutlarını ortaya koyalım: 

• Forbes’da yer alan makaleye göre her gün yapay zeka destekli araçlarla 34 milyon adet görsel üretiliyor. 
• Aralarında Google, Microsoft, Amazon ve Meta gibi şirketlerin olduğu teknoloji devleri, yapay zekaya ve yapay zeka uygulamalarının çalışmasını mümkün kılan bilgi işlem altyapılarına 2025’te 320 milyar dolar yatırım planlıyor. 
• Küresel yapay zeka hizmetleri pazarının 2025’te 243 milyar dolar büyüklüğe ulaşması bekleniyor. 
• Yapay zekaya yatırım yapan şirketlerin %97’sinin üst düzey yöneticileri, yatırımlardan pozitif geri dönüş aldıklarını söylüyor. 

Teknoloji devleri kurumsal yazılımlarının her köşelerine yapay zekayı entegre ediyor; artık rapor ya da sunum hazırlamak için birkaç akıllı prompt girmek yetiyor. Kurumsal teknoloji talebi bu kadar yüksekken, yapay zeka sektörünün ucundan - kenarından geçen tüm şirketler bu rüzgârdan yararlanmayı başarıyor. Öyle ki 2025’in ilk aylarına damga vuran, Çin’den gelen DeepSeek gibi bir ters rüzgâr, milyar doların günler içinde erimesine yol açabiliyor. Yine de ABD merkezli teknoloji şirketlerinin liderliğinde, yapay zeka modellerinin çalışması için gereken bilgi işlem gücünü üreten Nvidia ve Broadcom gibi şirketlerin yanı sıra bu yarı iletkenlerin ve sunucuların raf sistemlerini üreten şirketlere kadar herkes, yapay zeka devriminin ekonomik etkisinden yararlanıyor. 

Yapay zekanın dönüştürdüğü sektörlerin başında kurumsal iş süreçleri gelse de AI olarak kısaltılan bu teknoloji, sağlık ve finans sektörlerinde de dönüşümü beraberinde getiriyor. Artık risk yönetimi de, tedarik zinciri ve lojistik de, finans da yapay zekadan bir biçimde yararlanıyor. Şirketler, sahip oldukları iş verilerini yapay zekayı beslemek için kullandıkça yapay zekanın yetkinlikleri de günden güne gelişiyor ve bu da yapay zeka ve büyük veri ilişkisini ortaya koyuyor.

Yeşil enerji yatırımları

Her ne kadar ABD’nin Donald Trump yönetimindeki yeni hükümeti petrol ve fosil yakıtlar için çağrılar yapsa ve iklim krizini inkar etse de yapay zekanın ve nesnelerin interneti gibi teknolojilerin gerektirdiği enerji, mevcut altyapı ve kaynaklarla karşılanamıyor. Zira Goldman Sachs'ın verilerine göre yapay zekanın veri merkezi enerji talebini 2030'a kadar %165 artırması bekleniyor. Tarihsel verilere bakıldığında ise, dünyanın enerji tüketiminin 2000'den 2019'a kadar %42 arttığı görülüyor. Fakat özellikle fosil yakıtlara dayalı kaynaklar bir hayli kısıtlı ve fosil yakıtların enerji üretiminde kullanılmasından kaynaklanan karbon salımı, iklim değişikliğini hızlandırarak yine doğrudan küresel ekonomiye etkisi olan aşırı hava olaylarına neden oluyor.

Peki, aşırı hava olayları ekonomiyi nasıl etkiliyor ve yeşil enerji dönüşümü bu noktada nasıl devreye giriyor? 7 Mart tarihli bir haber, Arabica kahve çekirdeği fiyatlarının Kasım 2024’ten Mart 2025 başına kadar %70 arttığına dikkat çekiyor. Bu artışın temel sebebi de özellikle Brezilya gibi üretici ülkelerde yaşanan düşük üretim olarak öne çıkıyor. Düşük üretimin sebepleri arasında da aşırı hava olayları ve buna bağlı gelişen bitki hastalıkları yer alıyor. Öte yandan aşırı hava olayları ve kuraklık riskleri, iklim kaynaklı göçlere sebep olma tehdidiyle küresel işgücü mobilizasyonunu da etkileme potansiyeli taşıyor. Dünya Ekonomik Forumu’nun 2025 başında yayımladığı Küresel Riskler Raporu 2025’in öngördüğü 10 yılın en kritik 10 risk arasında ilk üçü, çevre, iklim ve sürdürülebilirlik odaklı riskler oluşturuyor. 

Tüm bunlar, dünyayı yaşanabilir hâle getirecek teknoloji ve olanaklara olan ilgiyi artırıyor. Bu noktada özellikle rüzgar ve güneş olmak üzere yeşil ve yenilenebilir enerji türlerine yönelik talep yükseliyor. Enerji odaklı küresel düşünce kuruluşu Ember’ın güncel raporlarından biri, güneş ve rüzgâr enerjisine yönelik talepteki büyümenin, dünyayı 2023’te ilk kez %30’luk yenilenebilir elektrik oranının üzerine çıkardığını gösteriyor. 2000’den bu yana %19’dan %30’a ulaşan bu artış, sürdürülebilir bir geleceğin bir iş zorunluluğu hâline geldiğini savunan şirketler tarafından destekleniyor. İşletmeler arka arkaya karbon nötr sözleri verirken, temel tesislerinde yenilenebilir kaynaklarla üretilen enerjiyi kullanmayı tercih ediyor. 

Yatırımcılar için öngörüler ve riskler 

Bu teknolojiler özellikle ABD endekslerinde son dönemin en çok kazandıran sektörleri arasında sayılsa da, geleceğin yatırımları denince akla ilk gelen sektörler olarak öne çıksa da bazı riskleri de beraberinde getiriyor. 

• Yapay zeka odaklı hisse senedi yatırımında riskler: Örneğin yapay zeka sektöründe faaliyet gösteren, yapay zeka devriminin öncüsü kabul edilen Nvidia ve diğer yarı iletken şirketleri, güçlü büyümeler kaydederek gelirlerini giderek yükseltse de, yatırımcı beklentisi sonuçlara odaklanıyor. Yatırımcılar, yükselen beklentiler ışığında, en küçük bir olumsuz işarete panikle tepki verebiliyor. Örneğin Çin merkezli DeepSeek’in daha az maliyetle OpenAI’ın son modelinin performansını geride bırakmayı başarabilen bir model geliştirmesi, Nvidia’nın piyasa değerinde birkaç günde 1 trilyon dolar kayba yol açtı. Nvidia’nın Blackwell çiplerine ilişkin tedarik zorluklarına bilanço mektubunda yer vermesi, satış rekorları kıran şirketin hisse senetlerine kayıp olarak yansıdı. Aslında Nvidia ve yapay zeka odaklı diğer şirketler, tipik büyüme hisseleri olarak hareket ediyor. Yatırımcıların ilgi odağı oldukça, beklentiler de yükseliyor ve en ufak hayal kırıklığı, derin satışlara yol açabiliyor.
  

• 5G hisse senedi yatırımında riskler: Yükselen bir teknoloji olduğu ve henüz benimsemesi yapay zeka kadar yaygın olamadığı için, 5G de yatırımcı beklentilerinin sık şekil değiştirdiği sektörler arasında konumlanıyor. Krizler çağında şirketlerin yatırım öncelikleri de zaman zaman değişiyor ve bu 5G teknolojilerinin getiri potansiyelini dönemsel olarak kısıtlayabiliyor.
  

• Sürdürülebilir enerji ve yeşil enerji hisse senedi yatırımında riskler: Özellikle ABD’de hükümet değişiminin ardından yaşanan paradigma dönüşümü, sürdürülebilir enerjiye yönelik yatırımları ve bu alanı kapsayan çevresel, sosyal ve yönetişim (ESG) yatırımlarını kısıtlıyor. 16 Mart 2025 tarihli bir Financial Times haberinde, yeşil enerji hisse senetlerinin son beş yılın en düşük seviyelerine gerilediği görülüyor. Zira Trump yönetimi, iklim krizini reddeden ve fosil yakıt kullanımını teşvik eden bir pozisyonda yer alıyor. Bu da şirketlerin sürdürülebilirlik taahhütlerinden geri adım atmasını beraberinde getiriyor. Temiz enerjiye geçiş odağında faaliyet gösteren küresel şirketlerin hisse senetlerini izleyen S&P Global Clean Energy Transition Index’ın son 12 ayda %16 gerilediği biliniyor. Yüksek enflasyon, yüksek faiz oranları ve elektrik fiyatları da bu düşüşü destekliyor ve tüm bunlar, ESG yatırımlarının geleceği hakkında soru işaretleri yaratıyor. 

Yine de tüm bu teknolojiler birbirleriyle belirli noktalarda kesişiyor ve geleceğin mimarları olma konumlarını korumayı başarıyor. Yapay zekanın gerektirdiği enerjiyi karşılamak için yeni kaynakları etkin bir biçimde kullanmaya ihtiyaç duyulması, sürdürülebilir enerji ve yeşil enerji sektörlerinin önemini korumasını sağlıyor. Yapay zeka teknolojisi, 5G yatırımlarının etkinliğini ve 5G iletişiminin niteliğini doğrudan etkiliyor. Bu alanların herhangi birinde adını duyuran şirketler, diğer alanlarda da kesişmeye ve bu alanlarda da yatırım yapmaya özen gösteriyor; zira rekabet avantajını kaybetmek istemeyen işletmeler, küresel trendlere yön veriyor. 

Geleceğin sektörlerine nasıl yatırım yapabilirsin?

Değişen konjonktürler, siyasi risklerle farklılaşan öncelikler veya piyasa koşulları, geleceğin sektörleri olarak sıralanan sektörlerin potansiyelini gerçekleştirmesini kısa vadede yavaşlatsa da uzun vadede 5G, yapay zeka ve yeşil enerji, potansiyeli yüksek teknolojilerin geliştirildiği inovatif sektörler olarak öne çıkmaya devam ediyor. 

Papara Invest, geleceğin sektörlerine yatırım yapmanı kolaylaştırmak için akıllı Kategoriler tasarladı. Papara’ya giriş yaptıktan sonra Yatırım Hesabına geçtiğinde, Bulut Teknolojileri, Yapay Zeka, Yeşil Enerji, 5G Teknolojisi, Robotik gibi kategorileri keşfedebilirsin. Bu kategorilerde, bu iş alanlarında faaliyet gösteren ve en çok ilgi gören hisse senetlerini bulabilir; portföyünü sektörel yatırımlarla şekillendirebilirsin. 

Ancak bir küçük uyarıyı da her zaman olduğu gibi belirtmeden geçmeyelim: Portföy başarını artırmak istiyorsan, yatırım portföyü çeşitlendirme yapmalısın. Örneğin büyüme hisselerine portföyünde yer veriyorsan, olası zararlardan kaçınmak ve başarılı bir risk yönetimi stratejisi uygulamak için perakende, gıda, otomotiv gibi geleneksel sektörlerdeki güvenilir şirketlere de portföyünde yer vermeli, temettü ödeyen hisse senetleriyle risklerini azaltmayı değerlendirmelisin.