Avrupa Komisyonu, Cuma günü yaptığı ön değerlendirmede hem Meta (META) hem de TikTok’un, Dijital Hizmetler Yasası (DSA) kapsamındaki şeffaflık yükümlülüklerini ihlal ettiğini bildirdi.
📌 İddiaların Ayrıntıları:
-
Komisyon, Meta ve TikTok’un araştırmacılara yeterli düzeyde kamu verisi erişimi sağlamadığını belirtti.
-
Meta’nın hem Facebook hem de Instagram platformlarında kullanıcıların yasa dışı içerikleri bildirmesini kolaylaştıracak ve moderasyon kararlarına itiraz etmelerini sağlayacak mekanizmaları düzgün işletmediği ifade edildi.
-
Facebook, Instagram ve TikTok’un araştırmacıların kamu verilerine erişimini zorlaştıran karmaşık süreçler uyguladığı; bu nedenle verilerin eksik veya güvenilmez hale geldiği vurgulandı.
📊 Olası Sonuçlar:
Eğer Komisyon’un ön bulguları doğrulanırsa, iki şirkete de küresel yıllık gelirlerinin %6’sına kadar para cezası kesilebilecek. Bu oran, Meta ve TikTok’un ana şirketi ByteDance için milyarlarca dolarlık bir risk anlamına geliyor.
Şirketlerden Açıklamalar
Meta Sözcüsü Ben Walters:
“DSA’yı ihlal ettiğimize yönelik iddiaları reddediyoruz. AB’de içerik bildirme, itiraz ve veri erişimi süreçlerimizi DSA’ya uyumlu hale getirdik.”
TikTok Sözcüsü:
“Şeffaflığa bağlıyız ve araştırmacıların katkısını önemsiyoruz. Şu ana kadar yaklaşık 1.000 araştırma ekibine veri erişimi sağladık. Ancak, veri koruma gereklilikleriyle DSA’nın bazı hükümleri arasında çelişki bulunuyor. Düzenleyicilerin bu konuda netlik sağlaması gerekiyor.”
Yasal Çerçeve
-
Dijital Hizmetler Yasası (DSA): Büyük teknoloji platformlarının yasa dışı içeriklerle mücadelede daha fazla sorumluluk üstlenmesini amaçlıyor.
-
Dijital Piyasalar Yasası (DMA): Büyük teknoloji şirketlerinin piyasa hakimiyetini sınırlamayı hedefleyen ikinci düzenleme.
Meta, nisan ayında DMA kapsamında kullanıcı verilerinin izniyle toplanması sürecine ilişkin olarak 200 milyon euro para cezası almıştı. TikTok ise yılın başında, Çin’e veri aktarımı gerekçesiyle İrlanda veri koruma otoritesinden 530 milyon euro ceza almıştı.
📈 Neden Önemli?
AB’nin Dijital Hizmetler Yasası kapsamında attığı bu adım, teknoloji devlerinin veri erişimi, şeffaflık ve içerik denetimi konularında daha sıkı denetime tabi tutulacağının göstergesi. Bu süreç, özellikle yapay zekâ destekli içerik algoritmaları üzerinde ek baskı yaratabilir.